Bütün sayıyı indirmek için tıklayın.
EDİTÖRDEN
Sertan Batur
1-3
MİLLİYETÇİLİK
Hepimiz Çaresiz miyiz?
Kaygı, İnkâr ve Narsistik Temizlik Ekseninde Milliyetçilik ve Dincilik
Ersin Aslıtürk
4-14
Beyaz Fil ve Diğer
Ulusal Hayvanlar: Ulusal Yönelimin
Bazı Gelişim Psikolojik Koşullarına Dair
Bazı Gelişim Psikolojik Koşullarına Dair
Athanasios Marvakis
15-30
Ulusal
Obesisif-Kompülsif Tarzımız
Metehan Irak
31-33
ELEŞTİREL PSİKOLOJİ
Eleştirel Psikoloji,
Eleştirel Bağlantılar
Ian Parker
34-50
Teorik Psikoloji
Eleştirisi Olmadan Toplumdan Yana Bir Psikoloji Pratiği Mümkün mü?
Sertan Batur
51-55
Yeryüzünün
Lanetlileri: Sömürge Bağlamında Eleştirel Psikoloji
Mandisi Majavu
56-60
ÇEŞİTLİ KONULAR
Cinsel Taciz ve
Travma: Eleştirel Bir Deneyim Aktarımı
Hilal Eyüpoğlu
61-68
Yabancılaşma Üzerine
Bir Not
John Holloway
69-72
Dikkat
Eksikliği/Hiperaktivite Bozukluğunun Tedavi Yöntemleri
Şebnem Özkan
73-79
Sayı Panoraması
EDİTÖRDEN
Sertan Batur
HEPİMİZ ÇARESİZ MİYİZ? KAYGI, İNKÂR VE NARSİSTİK TEMİZLİK
EKSENİNDE MİLLİYETÇİLİK VE DİN
Ersin Aslıtürk
Ernest Becker Anlamın Doğumu ve Ölümü (1971) adlı kitabında
okuyucuya ilginç bir egzersiz verir: “İnsan bir hayvandır” diye bir kaç kere
tekrar edildiğinde bunun nasıl da kulağa ikna edici olmayan bir şey gibi
geldiğini anlatır (s.13). İsterseniz “ben bir hayvanım” diye on kere peş peşe
ve hissetmeye çalışarak söyleyip içinizden geçen duyguları dinlemeye çalışın. O
duygular büyük ihtimalle bir milliyetçiye “Ben bir hainim” ya da ırkçı bir Türk
milliyetçisine “Ben bir Ermeni’yim” dedirtmekle çok benzer duygular.
Heteroseksüelliğinden şüphe etmeyen bir insanın “Ben bir eşcinselim” demesi de
aynı şekilde değerlendirilebilir. Etiketlenme korkusuyla psikologa ya da
psikiyatriste gitmekten korkan insanların durumu da... Olmadığınızı
düşündüğünüz ya da dönüşmeye korktuğunuz herhangi bir kimlik kategorisi ile
bunu yapabilirsiniz. Sonuç herhalde, en azından bilinçaltı düzeyde, biraz
kaygı, biraz utanç, biraz suçlulukla karışık ‘karanlık’ duygular... Bu karanlık
nasıl işliyor ve nasıl bir psikodinamiği var? Sonuçları neler? Bu karanlığın
kökleri dışarıda toplumun içindeki söylemsel kuruluşlarda mı, yoksa içeride tek
tek insanların ortak doğal özlerinde mi gizli?
BEYAZ FİL VE DİĞER ULUSAL HAYVANLAR: ULUSAL YÖNELİMİN BAZI
GELİŞİM PSİKOLOJİK KOŞULLARINA DAİR
Athanasios Marvakis
Ulusal yönelimlerin gelişim psikolojik koşullarıyla ilgili
sosyal bilimsel araştırmalar yirmili yılların başından beri yapılıyor. “Çok
geniş yaş gruplarından ve çok geniş bölgelerden gelen çocukların eşlemeler
yapmaları, upuzun ülke isimleri listelerine serbest çağrışım kurmaları,
sıralanmış sıfatlardan ya da genel ifadelerden seçim yapmaları, cümle
tamamlamaları veya yabancı ülkeler hakkında kısa kompozisyonlar yazmaları, ya
da en basit durumlarda bütün ulusların bayrakları arasında tercih yapmaları
gerekiyordu” (Davies 1968, s. 112). Araştırmalarda çocukların önüne aralarında
kendi ülkelerinin bayrağı da olmak üzere aralarından kendi tercihlerini
yapmaları gereken farklı bayrakların resimleri konuyordu. Çocuklar kendi
ülkelerinin bayrağı yerine Siyam bayrağını seçtiklerinde sosyal psikologlar
hayretler içinde kalmışlardı. Siyam bayrağındaki beyaz fil çocuklar için
kesinlikle kırmızı ve maviler içindeki Stars and Stripes’tan (ABD bayrağı
-Ç.N.) daha sempatikti.
ULUSAL OBSESİF-KOMPÜLSİF TARZIMIZ
Metehan Irak
Toplumsal kaygılarımız iki ana unsur üzerine odaklanmış ya
da iki unsura saplanmış durumda. Sanki Türkiye’deki gündelik yaşam ve siyaset
bu iki ana unsurun zorla(n)masıyla enerji bulmakta. Ülkenin önüne konan kısa ve
uzun süreli hedeflerle, örneğin Avrupa Birliği’ne uyum süreci, bu unsurlar
temelinde ortaya çıkan sorunlara getirilen çözüm önerileri çok farklı noktalara
işaret ediyor görünmekte, bu farklılık da beraberinde belirsizlik ve doğal
olarak kaygı getirmektedir. Ülkenin gündeminde sürekli kaygının hakim olduğunu
söylemek çok da yanlış bir saptama olmayacaktır herhalde. Bunu kaygı olarak
ifade edebiliriz çünkü gerçek anlamda nedeni belli olmayan, ya da gerçek
nedeninin ne olduğu konusunda (bunu en azından böyle kabul eden çoğunluk için)
üzerinde çok düşünülmemiş korkulardan ve bununla ilgili (kalıplaşmış)
tepkilerden söz ediyoruz ve ayrıntısına birazdan değineceğiz.
ELEŞTİREL PSİKOLOJİ, ELEŞTİREL BAĞLANTILAR
Ian Parker
‘Eleştirel psikoloji’yi en basit şekilde açıklamak için
bile, farklı ‘eleştirel’ eğilimlerin ortaya çıkışlarına dair kültürel-tarihsel
bir değerlendirme yapmak zorundayız ve kendilerini eleştirel olarak tanımlayan
pekçok faaliyet arasında ‘eleştirel bağlantılar’ kurmak zorundayız. Öyleyse bu
eğilimler ve faaliyetleri bir araya getirmek istiyorsak ‘sınırlar’ı nasıl
algıladığımızı sorgulamalıyız ki bu sınırlar disiplinin içindekileri
dışındakilerden, akademiyi ve uzmanları hizmet alanlardan ve uygun bir şekilde
eleştirenleri uygunsuz eleştirenlerden ayırmakta. Bu yazıda, eleştirel
psiklojinin dayandığı temellere, mümkün olan en geniş açıdan bakmaya çalışarak
psikolojinin ‘içindeki’ gelişmeleri inceleyecek, sonra ‘dışarıda’ kalan
eleştirel çalışmalara bakacak, sonra da dispilinin ‘içinde ve ona karşı’ olan
faaliyetlere göz atacağım. Son bölümde ise içinde çelişkileri de barındıran
eleştirel psikoloji alanının dört özelliğini tanımlayacağız.
TEORİK PSİKOLOJİ ELEŞTİRİSİ OLMADAN TOPLUMDAN YANA BİR
PSİKOLOJİ PRATİĞİ MÜMKÜN MÜ?
Sertan Batur
Birçok meslektaşımız bugün çalıştıkları kurumlarda
yaptıkları işi en iyi şekilde yaparak büyük bir iyi niyetle ve bazen birçok özveride
bulunarak topluma yararlı olmak istiyor. Üstelik birçokları için mesele sadece
işini iyi yapmakla bitmiyor. Onlar mesleklerini daha iyi, daha etkili
uygulamalarını sağlayacak, toplumsal sorunların çözülmesine daha fazla hizmet
edebilmesinin koşullarını yaratacak araçları geliştirmek istiyorlar. Bu amaç
doğrultusunda mesleğin yasal düzenlemelere bağlı kılınması ve resmî olarak bir
meslek olarak tanınması noktaları ön plana çıkıyor. Meslek olarak tanınmanın
kendi meslek örgütlerini hayata geçirmek ve tüm meslektaşların belli bir
standarda ulaşmasına yol açmak gibi bazı olumlulukları var. Bu mücadeleyi veren
dostlarımız için öncelik bu ağırlık noktalarında bulunuyor. Dolayısıyla onlar
için işe psikologun mesleki yasallığının eleştirisiyle başlamak gerekiyor.
YERYÜZÜNÜN LANETLİLERİ: SÖMÜRGE BAĞLAMINDA ELEŞTİREL
PSİKOLOJİ
Mandisi Majavu
Derek Hook’a (2004) göre bir sömürge sonrası teorisyeni olan
Franz Fanon’un orijinalliğinin en temel kaynağı Fanon’un, , sömürge
problemlerinin, ulusal kurtuluşun ve sosyal devrimlerin analizinde psikoloji ve
politikayı harmanlamasıdır. Fanon’a göre sömürge toplumlarda ya da başka
herhangi bir baskıcı toplumda psikopatoloji “özgürlüğün psikopatoloji”si olarak
nitelenebilir. Bu nedenle Hooks, psikolojik müdahalenin samimi ve anlamlı
olabilmesi için psikolojik hizmetlerin anlamlı bir ölçüde özgürlüğün ezilenlere
geri verilmesinde yerini alması gerektiğini yazar.
CİNSEL TACİZ VE TRAVMA: ELEŞTİREL BİR DENEYİM AKTARIMI
Hilal Eyüpoğlu
Aşağıdaki metin kadına yönelik cinsel tacizin, kadın kimliği
ile ilişik toplumsal pratiklerini tartışırken, aynı zamanda da psikoloji
disiplininin konuyu değerlendirme, tartışma ve tedavi önerilerine yönelik
eleştirel alt okuma sunar. Temel amacı, ataerkil dünya sisteminin psikoloji
disiplini içindeki hareket alanlarını sorgulamak ve disiplinin ataerkil
sistemle işbirliğini anlamaya yönelik akıl yürütme girişimlerimize feminist
bakış duyarlılığı kazandırmaktır. Bu amaçla, oluşturulan eleştirel zeminin ardından,
cinsel taciz olgusunun psikoloji disiplini içindeki tartışmasında farklı
bağlamlar bilinci oluşturmaya çalışan feminist terapi önermelerini inceler.
Kadının toplum içindeki varoluşunu dikkate alan feminist terapi yaklaşımı
cinsel tacizi bir deneyim olarak yok saymadan alternatif terapi planı sunar.
YABANCILAŞMA ÜZERİNE BİR NOT
John Holloway
Yabancılaşmayı kavramanın iki farklı yolu vardır: Bir koşul
olarak ve bir mücadele olarak. Marksizm’in tüm teori ve pratiği bu ayrımdan
etkilenmektedir.
DİKKAT EKSİKLİĞİ/HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞUNUN TEDAVİ
YÖNTEMLERİ
Şebnem Özkan
Dikkat Eksikliği/Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) en çok
araştırılan davranış bozukluklarından biri olmasına rağmen, bugüne değin
etiyolojisi ve tedavisi konusunda tam bir fikir birliğine varılamamıştır
(Graham, 2006). DEHB hakkındaki bu belirsizlikler, günümüzde yaygın olarak
kullanılan ilaç tedavisi hakkında bir takım sorulara yol açmaktadır. İlaç
kullanımına karar vermeden önce, DEHB belirtilerinin psikoterapi ve/veya
alternatif terapiler ile tedavi edilmeye çalışılması ve buna bağlı olarak, DEHB
ilaçlarının etkililiğinin ve yan etkilerinin dikkate alınması, doğru bir
yaklaşım olacaktır.