SAYI 1 • Milliyetçilik, Eleştirel Psikoloji, Çeşitli Konular (Mart 2008)

Bütün sayıyı indirmek için tıklayın.


EDİTÖRDEN
Sertan Batur
1-3

MİLLİYETÇİLİK
Hepimiz Çaresiz miyiz? Kaygı, İnkâr ve Narsistik Temizlik Ekseninde Milliyetçilik ve Dincilik
Ersin Aslıtürk
4-14

Beyaz Fil ve Diğer Ulusal Hayvanlar: Ulusal Yönelimin
Bazı Gelişim Psikolojik Koşullarına Dair
Athanasios Marvakis
15-30

Ulusal Obesisif-Kompülsif Tarzımız
Metehan Irak
31-33

ELEŞTİREL PSİKOLOJİ
Eleştirel Psikoloji, Eleştirel Bağlantılar
Ian Parker
34-50

Teorik Psikoloji Eleştirisi Olmadan Toplumdan Yana Bir Psikoloji Pratiği Mümkün mü?
Sertan Batur
51-55

Yeryüzünün Lanetlileri: Sömürge Bağlamında Eleştirel Psikoloji
Mandisi Majavu
56-60

ÇEŞİTLİ KONULAR
Cinsel Taciz ve Travma: Eleştirel Bir Deneyim Aktarımı
Hilal Eyüpoğlu
61-68

Yabancılaşma Üzerine Bir Not
John Holloway
69-72

Dikkat Eksikliği/Hiperaktivite Bozukluğunun Tedavi Yöntemleri
Şebnem Özkan
73-79

Sayı Panoraması

EDİTÖRDEN
Sertan Batur

HEPİMİZ ÇARESİZ MİYİZ? KAYGI, İNKÂR VE NARSİSTİK TEMİZLİK EKSENİNDE MİLLİYETÇİLİK VE DİN
Ersin Aslıtürk
Ernest Becker Anlamın Doğumu ve Ölümü (1971) adlı kitabında okuyucuya ilginç bir egzersiz verir: “İnsan bir hayvandır” diye bir kaç kere tekrar edildiğinde bunun nasıl da kulağa ikna edici olmayan bir şey gibi geldiğini anlatır (s.13). İsterseniz “ben bir hayvanım” diye on kere peş peşe ve hissetmeye çalışarak söyleyip içinizden geçen duyguları dinlemeye çalışın. O duygular büyük ihtimalle bir milliyetçiye “Ben bir hainim” ya da ırkçı bir Türk milliyetçisine “Ben bir Ermeni’yim” dedirtmekle çok benzer duygular. Heteroseksüelliğinden şüphe etmeyen bir insanın “Ben bir eşcinselim” demesi de aynı şekilde değerlendirilebilir. Etiketlenme korkusuyla psikologa ya da psikiyatriste gitmekten korkan insanların durumu da... Olmadığınızı düşündüğünüz ya da dönüşmeye korktuğunuz herhangi bir kimlik kategorisi ile bunu yapabilirsiniz. Sonuç herhalde, en azından bilinçaltı düzeyde, biraz kaygı, biraz utanç, biraz suçlulukla karışık ‘karanlık’ duygular... Bu karanlık nasıl işliyor ve nasıl bir psikodinamiği var? Sonuçları neler? Bu karanlığın kökleri dışarıda toplumun içindeki söylemsel kuruluşlarda mı, yoksa içeride tek tek insanların ortak doğal özlerinde mi gizli?

BEYAZ FİL VE DİĞER ULUSAL HAYVANLAR: ULUSAL YÖNELİMİN BAZI GELİŞİM PSİKOLOJİK KOŞULLARINA DAİR
Athanasios Marvakis
Ulusal yönelimlerin gelişim psikolojik koşullarıyla ilgili sosyal bilimsel araştırmalar yirmili yılların başından beri yapılıyor. “Çok geniş yaş gruplarından ve çok geniş bölgelerden gelen çocukların eşlemeler yapmaları, upuzun ülke isimleri listelerine serbest çağrışım kurmaları, sıralanmış sıfatlardan ya da genel ifadelerden seçim yapmaları, cümle tamamlamaları veya yabancı ülkeler hakkında kısa kompozisyonlar yazmaları, ya da en basit durumlarda bütün ulusların bayrakları arasında tercih yapmaları gerekiyordu” (Davies 1968, s. 112). Araştırmalarda çocukların önüne aralarında kendi ülkelerinin bayrağı da olmak üzere aralarından kendi tercihlerini yapmaları gereken farklı bayrakların resimleri konuyordu. Çocuklar kendi ülkelerinin bayrağı yerine Siyam bayrağını seçtiklerinde sosyal psikologlar hayretler içinde kalmışlardı. Siyam bayrağındaki beyaz fil çocuklar için kesinlikle kırmızı ve maviler içindeki Stars and Stripes’tan (ABD bayrağı -Ç.N.) daha sempatikti.

ULUSAL OBSESİF-KOMPÜLSİF TARZIMIZ
Metehan Irak
Toplumsal kaygılarımız iki ana unsur üzerine odaklanmış ya da iki unsura saplanmış durumda. Sanki Türkiye’deki gündelik yaşam ve siyaset bu iki ana unsurun zorla(n)masıyla enerji bulmakta. Ülkenin önüne konan kısa ve uzun süreli hedeflerle, örneğin Avrupa Birliği’ne uyum süreci, bu unsurlar temelinde ortaya çıkan sorunlara getirilen çözüm önerileri çok farklı noktalara işaret ediyor görünmekte, bu farklılık da beraberinde belirsizlik ve doğal olarak kaygı getirmektedir. Ülkenin gündeminde sürekli kaygının hakim olduğunu söylemek çok da yanlış bir saptama olmayacaktır herhalde. Bunu kaygı olarak ifade edebiliriz çünkü gerçek anlamda nedeni belli olmayan, ya da gerçek nedeninin ne olduğu konusunda (bunu en azından böyle kabul eden çoğunluk için) üzerinde çok düşünülmemiş korkulardan ve bununla ilgili (kalıplaşmış) tepkilerden söz ediyoruz ve ayrıntısına birazdan değineceğiz.

ELEŞTİREL PSİKOLOJİ, ELEŞTİREL BAĞLANTILAR
Ian Parker
‘Eleştirel psikoloji’yi en basit şekilde açıklamak için bile, farklı ‘eleştirel’ eğilimlerin ortaya çıkışlarına dair kültürel-tarihsel bir değerlendirme yapmak zorundayız ve kendilerini eleştirel olarak tanımlayan pekçok faaliyet arasında ‘eleştirel bağlantılar’ kurmak zorundayız. Öyleyse bu eğilimler ve faaliyetleri bir araya getirmek istiyorsak ‘sınırlar’ı nasıl algıladığımızı sorgulamalıyız ki bu sınırlar disiplinin içindekileri dışındakilerden, akademiyi ve uzmanları hizmet alanlardan ve uygun bir şekilde eleştirenleri uygunsuz eleştirenlerden ayırmakta. Bu yazıda, eleştirel psiklojinin dayandığı temellere, mümkün olan en geniş açıdan bakmaya çalışarak psikolojinin ‘içindeki’ gelişmeleri inceleyecek, sonra ‘dışarıda’ kalan eleştirel çalışmalara bakacak, sonra da dispilinin ‘içinde ve ona karşı’ olan faaliyetlere göz atacağım. Son bölümde ise içinde çelişkileri de barındıran eleştirel psikoloji alanının dört özelliğini tanımlayacağız.

TEORİK PSİKOLOJİ ELEŞTİRİSİ OLMADAN TOPLUMDAN YANA BİR PSİKOLOJİ PRATİĞİ MÜMKÜN MÜ?
Sertan Batur
Birçok meslektaşımız bugün çalıştıkları kurumlarda yaptıkları işi en iyi şekilde yaparak büyük bir iyi niyetle ve bazen birçok özveride bulunarak topluma yararlı olmak istiyor. Üstelik birçokları için mesele sadece işini iyi yapmakla bitmiyor. Onlar mesleklerini daha iyi, daha etkili uygulamalarını sağlayacak, toplumsal sorunların çözülmesine daha fazla hizmet edebilmesinin koşullarını yaratacak araçları geliştirmek istiyorlar. Bu amaç doğrultusunda mesleğin yasal düzenlemelere bağlı kılınması ve resmî olarak bir meslek olarak tanınması noktaları ön plana çıkıyor. Meslek olarak tanınmanın kendi meslek örgütlerini hayata geçirmek ve tüm meslektaşların belli bir standarda ulaşmasına yol açmak gibi bazı olumlulukları var. Bu mücadeleyi veren dostlarımız için öncelik bu ağırlık noktalarında bulunuyor. Dolayısıyla onlar için işe psikologun mesleki yasallığının eleştirisiyle başlamak gerekiyor.

YERYÜZÜNÜN LANETLİLERİ: SÖMÜRGE BAĞLAMINDA ELEŞTİREL PSİKOLOJİ
Mandisi Majavu
Derek Hook’a (2004) göre bir sömürge sonrası teorisyeni olan Franz Fanon’un orijinalliğinin en temel kaynağı Fanon’un, , sömürge problemlerinin, ulusal kurtuluşun ve sosyal devrimlerin analizinde psikoloji ve politikayı harmanlamasıdır. Fanon’a göre sömürge toplumlarda ya da başka herhangi bir baskıcı toplumda psikopatoloji “özgürlüğün psikopatoloji”si olarak nitelenebilir. Bu nedenle Hooks, psikolojik müdahalenin samimi ve anlamlı olabilmesi için psikolojik hizmetlerin anlamlı bir ölçüde özgürlüğün ezilenlere geri verilmesinde yerini alması gerektiğini yazar.

CİNSEL TACİZ VE TRAVMA: ELEŞTİREL BİR DENEYİM AKTARIMI
Hilal Eyüpoğlu
Aşağıdaki metin kadına yönelik cinsel tacizin, kadın kimliği ile ilişik toplumsal pratiklerini tartışırken, aynı zamanda da psikoloji disiplininin konuyu değerlendirme, tartışma ve tedavi önerilerine yönelik eleştirel alt okuma sunar. Temel amacı, ataerkil dünya sisteminin psikoloji disiplini içindeki hareket alanlarını sorgulamak ve disiplinin ataerkil sistemle işbirliğini anlamaya yönelik akıl yürütme girişimlerimize feminist bakış duyarlılığı kazandırmaktır. Bu amaçla, oluşturulan eleştirel zeminin ardından, cinsel taciz olgusunun psikoloji disiplini içindeki tartışmasında farklı bağlamlar bilinci oluşturmaya çalışan feminist terapi önermelerini inceler. Kadının toplum içindeki varoluşunu dikkate alan feminist terapi yaklaşımı cinsel tacizi bir deneyim olarak yok saymadan alternatif terapi planı sunar.

YABANCILAŞMA ÜZERİNE BİR NOT
John Holloway
Yabancılaşmayı kavramanın iki farklı yolu vardır: Bir koşul olarak ve bir mücadele olarak. Marksizm’in tüm teori ve pratiği bu ayrımdan etkilenmektedir.

DİKKAT EKSİKLİĞİ/HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞUNUN TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Şebnem Özkan
Dikkat Eksikliği/Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) en çok araştırılan davranış bozukluklarından biri olmasına rağmen, bugüne değin etiyolojisi ve tedavisi konusunda tam bir fikir birliğine varılamamıştır (Graham, 2006). DEHB hakkındaki bu belirsizlikler, günümüzde yaygın olarak kullanılan ilaç tedavisi hakkında bir takım sorulara yol açmaktadır. İlaç kullanımına karar vermeden önce, DEHB belirtilerinin psikoterapi ve/veya alternatif terapiler ile tedavi edilmeye çalışılması ve buna bağlı olarak, DEHB ilaçlarının etkililiğinin ve yan etkilerinin dikkate alınması, doğru bir yaklaşım olacaktır.